Salvador Dali Kimdir? Kısaca Hayatı

Salvador Dali Kimdir? Kısaca Hayatı (11 Mayıs 1904-23 Ocak 1989)

salvador dali ve ailesi

Salvador Dali 11 Mayıs 1904 tarihinde İspanya’nın kuzeyinde yer alan Pirieneler bölgesine yakın Figueres kasabasına bağlı bir köyde, Çiftçi olan babası Dali Cusi ve annesi Felipa Domenech’in ikinci çocuğu olarak ölen abisinden 9 ay sonra doğmuştur. Asıl adı Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí i Doménech’tir. Kendisine ailenin çok düşkün olduğu ağabeyinin adı verilmişti ve sanki onun ayna görüntüsü gibiydi. Ama anne ve babası sürekli ağabeyinden bahseder, mezarını ziyaret ederlerdi. Bu davranışlarını Dali kendi sözleri ile şöyle ifade eder: “ Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için.” Dali ailesinin ilgisini çekebilmek için teatrel hareketlerde (gerçek yaşamdaki hareketleri abartmak) ve histerik davranışlarda (davranışlarda taşkınlık, tepkilerde aşırıya kaçma, ani zihinsel ve ya fiziksel değişimler şeklinde kendini gösteren kişilik bozukluğu) bulunuyordu. Kız kardeşi ve onun uzun yıllar modelliğini yapan Ana, annesi, anneannesi, bakıcısı hep birlikte onu şımartıyorlardı.

İlk Sergisini 15 Yaşında Açıyor

Annesi Salvador’daki yeteneği görüp 1914 yılında onu özel bir resim okuluna yazdırdı. 10 yaşındaki bu çocuk kendi portresini çizip “Hasta Çocuk” adını verdi. Burada ressam Juan Núṅez’den karakalem yapıtlarla ilgili ders aldı. İlk sergisini babasının desteği ile evde yaparken ilk resmi sergisini 1919 yılında Figueres’te bulunan Municipal Theater’ da (Belediye Tiyatrosu) açmıştır. Hayatındaki en önemli travmalardan biri ise 17 yaşında annesini kaybetmesiydi. Aynı yıl Madrid’te San Fernando Güzel Sanatlar Akedemisi’ne yatılı olarak başladı. Tanıştığı sürrealist (gerçeküstücülük) akım etkisi ile anarşist tavırlarından dolayı 1923 yılında akademiden uzaklaştırıldı. Aynı yıl bir miktar tutuklu kaldı. Ama Hitler’e olan hayranlığı sürrealistlerin tepkisini çekti ve onlardan uzaklaştı. 1923 yılında tekrar başladığı akademiden 1926 yılında mezuniyet finalleri öncesi tamamen atıldı. 1925 yılında Barcelona’da açtığı sergi ile adından oldukça söz ettirdi. 1927 yılında tanıştığı Picasso ile birlikte Kübizm (nesne yüzeylerinin arkasına bakarak temayı aynı anda değişik açılardan işleyen geometrik şekillerin yer aldığı sanat akımı) etkisine girmiştir.

En Büyük Aşkı Eşi “Gala”

Dali 1928 yılında Sanata karşı olan Katalan Manifesto’yu Luis Montanya ve Sebastian Gasch ile yayınladı. 1929 yılında Luis Bunuel ile “Bir Endülüs Köpeği” adında kısa bir film çekimi yaptı. Bu eser ile Sürrealist çevre ile ve akımın öncüleri Andre Breton ve Paul Eluard ile tanıştı. Paul Eluard’ın karısı Elena Ivanovna Diakonova’ya (Gala) aşık oldu. Gala ile bir yıl sonra beraber yaşamaya başladılar. 1934 yılında da evlendiler. Gala onun için tutkulu bir eş, iyi bir model hem de ilham perisi olmuştu. İspanyadaki iç savaşın ardından Dünya Savaşından uzak kalmak için dünyayı gezdiler. Bu arada en önemli eseri “Belleğin Azmi” ni çizdi. Bu eserde kumsalda eriyen saatler resmedilmektedir.

Enteresan Kişiliği de Dikkat Çekti

Dali 1934 yılında New York’ta açtığı sergi ile yine adından oldukça söz ettirdi. 1936 yılında Londra Uluslararası Sürrealist Sergisi’nin açılış konuşmasında dalgıç kıyafeti ve elindeki bilardo sopası ile eserlerinin yanı sıra enteresan kişiliğinden de söz ettirmeye başladı. 1960 lı yıllarda bir Karıncayiyen beslemesi de bu enteresan kişiliğine örnek olabilir. 2. Dünya Savaşı öncesi Amerika’ya taşındı. 1949 yılında tekrar Katolanya’ya geldi. Bundan sonra yaptığı eserlerde DNA, atom, hiperküp gibi modern bilim konuları yer almaya başladı. Aynı zamanda tuvale boya fırlatma, hologram, stereoskopi ve optik yanılgılar üzerinde durdu. Çünkü Hiroşima’daki nükleer patlamadan etkilenmişti. Kendisi bu dönemi “Nükleer mistisizm” olarak adlandırmaktadır.

Dali Müzesi

1960 yılında Figueres Belediye Başkanı, Dali’nin ilk sergisinin açıldığı Belediye Tiyatrosunun adını değiştirerek “Dali Tiyatrosu ve Müzesi” yaptı ve 1974 yılına kadar sürecek bir restorasyona başladı. Bu restorasyona Dali de bizzat katıldı. 1974 yılında açıldıktan sonra da 1980 yılına kadar Salvador Dali tarafından eklemeler yapıldı. 1982 yılında eşi Gala ölünce Salvador Dali, eşinin mezarının bulunduğu İspanya’nın Pubol Kasabasındaki kalede yaşamaya başladı. Zamanın İspanya kralı Juan Carlos kaleyi Dali’ye hediye etti. Dali ise krala “Avrupa’nın Başı” isimli eserini armağan etti.

Salvador Dali’nin Ölümü

Eşinin ölümünden sonra neredeyse hiç resim yapmadı. 1983 yılında son eseri Serçenin Kuyruğu tablosunu çizdi. 1984 yılında lakedeki bir yangında bacağından yaralandı. Bu olayın ardında Figueres’e dönüp adını taşıyan müzede yaşamaya başladı. 23 Ocak 1989 tarihinde kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybeden Salvador Dali, müzenin mahzenine gömüldü.

Salvador Dali’nin Eserleri

Dali’nin 1500 kadar resminin yanı sıra, heykelleri, kitap illüstrasyonları (kitaplarda konuyu açıklayan resimler), taş baskı eserleri ve filmler yer almaktadır. Çoğu Figueres Dali Tiyatro ve Müzesi’nde bulunan önemli eserlerinden bazıları şunlardır: Belleğin Azmi, Çarmıha Gerilme, Picasso Portresi, Yanan Zürafa, Haşlanmış Fasulyeli Yumuşak Yapı, Atomik Leda, Yeni İnsanın Doğuşunu İzleyen Jeopolitik Çocuk, Uzay Fili, St.Anthony’nin Baştan Çıkışı, Galacidalacidezoksiribonükleikasid ve Camdan Bakan Kadın.

En önemli eseri Belleğin Azmi

  Uzay Fili

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir