/ Dec 07, 2025
Selected menu has been deleted. Please select the another existing nav menu.
İnsanların Uzayı Araştırma Nedenleri
İnsanlar eski çağlardan başlayarak merak duygusu ve bunun neticesinde de araştırma içgüdüsü sergilemişlerdir. Aklına gelen her konuda araştırma yapan insanoğlu gökyüzü ve uzayı da araştırmıştır. Günümüzde NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) ve ESA (Avrupa Uzay Ajansı) nın yanı sıra, ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve Çin gibi devletler uzay araştırmalarının başını çekmektedir. Uzay araştırılmasında öne çıkan nedenler şöyledir:
*Dünya dışında yaşam olasılığı
*Güneş sistemi ve gezegenlerin yapısı
*Galaksiler, yıldızlar, karadelikler ve diğer uzay parçalarının incelenmesidir.
İlk Çalışmalar
Uzay araştırmaları yıllar boyu sürmesine rağmen atmosfer dışındaki ilk çalışma, 1957 yılında Rusya’nın Dünya dışına gönderdiği Sputnik-1 adını verdiği yapay uydu ile başlar. 1961 yılında da Rus astronot Yuri Gagarin Vostok-1 kapsülü ile Dünya çevresinde bir tur atmıştır. Bunu 1969 yılında ABD nin Ay’a ilk insanı indirmesi (Apollo-11 ile Neil Armstrong) takip etmiştir. Dünya’yı dıştan gören insanlar, gördükleri muhteşem görüntülerden sonra araştırmaları hızlandırmışlardır. Bir zamanlar hayal olan çalışmalar bugün günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir.
Günümüzde uzayı incelemek için şu araçları kullanıyoruz:
Yıldızlardan gelen ışık demetlerini toplayarak çalışan bu araçlar gök cisimlerinin uzaklığı, kütlesi ve yaşını hesaplamaya yarayan verilerin elde edilmesini sağlar. Optik, radyo, X-ışın, Morötesi ve Kızıl ötesi olmak üzere 5 çeşidi vardır. Optik teleskoplar mercekli, aynalı ve hem mercekli hem aynalı olarak 3 e ayrılır ve ışığı toplama prensibine göre çalışır. Radyoteleskop elektromanyetik ışık demetlerini yakalama prensibiyle çalışır. X-ışın teleskobu, uzaktaki cisimlerin yaydığı x-ışınlarını incelemek için kullanılır. Morötesi teleskop, optik teleskoplar gibi çalışır ve mor ötesi ışınları yakalar. Kızıl ötesi teleskoplar, kızıl ötesi ışınları yakalar ve atmosferin ilk tabakalarından geçebildiği için oldukça yükseğe yerleştirilirler.
Bir cisim enerji harcayarak periyodik bir alan değişimi meydana getirirse, bu enerji ışık hızıyla ve aynı periyotlu elektrik ve manyetik alan dalgaları meydana getirir ve bu dalgalar uzaya yayılır. Bilim adamları bu dalgaları inceleyerek gök cisimleri hakkında bilgi edinmeye çalışırlar.
Dünyanın yüzeyi ve atmosfer dışında, uzayda çalışmalar yapmak için tasarlanmış araçlardır. İnsanlı veya insansız olarak kullanılmaktadırlar.
Uydu bir gezegen veya başka bir uydu etrafında sabit bir yörüngede dönen gök cismidir. Yapay ve doğal olarak ayrılır. Doğal olan uydulara örnek olarak “Ay” verilebilir. Yapay uydular ise, insanlar tarafından uzaya gönderilen ve araştırmalara veri kaydeden, meteorolojik verileri aktaran veya iletişimde kullanılan araçlardır.
Uzay mekikleri, uzayda yapılan çalışmaların maliyetini azaltmak için geliştirilen ve tekrar kullanılabilen uzay araçlarıdır. Araştırmalar ve uydu yerleştirmek için kullanılırlar. Ama yapılan araştırmalar dönüş sonrası yapılan çok ayrıntılı bakımın maliyetli olduğunu göstermektedir. Uzay istasyonları ise, uzay boşluğunda araştırma yapmak için ve bu insanların konaklaması için yapılmış yapay uydulardır. Bu platformlara uzay mekikleri ve ya roketlerle gidilmektedir. Özellikle yer çekimi olmadan yapılması düşünülen araştırmalar bu istasyonlarda yapılmaktadır. Sabit yörüngede yıllar boyunca hareket edebilirler.
Kaynak: www.mebilgi.com– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!
İnsanların Uzayı Araştırma Nedenleri
İnsanlar eski çağlardan başlayarak merak duygusu ve bunun neticesinde de araştırma içgüdüsü sergilemişlerdir. Aklına gelen her konuda araştırma yapan insanoğlu gökyüzü ve uzayı da araştırmıştır. Günümüzde NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) ve ESA (Avrupa Uzay Ajansı) nın yanı sıra, ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve Çin gibi devletler uzay araştırmalarının başını çekmektedir. Uzay araştırılmasında öne çıkan nedenler şöyledir:
*Dünya dışında yaşam olasılığı
*Güneş sistemi ve gezegenlerin yapısı
*Galaksiler, yıldızlar, karadelikler ve diğer uzay parçalarının incelenmesidir.
İlk Çalışmalar
Uzay araştırmaları yıllar boyu sürmesine rağmen atmosfer dışındaki ilk çalışma, 1957 yılında Rusya’nın Dünya dışına gönderdiği Sputnik-1 adını verdiği yapay uydu ile başlar. 1961 yılında da Rus astronot Yuri Gagarin Vostok-1 kapsülü ile Dünya çevresinde bir tur atmıştır. Bunu 1969 yılında ABD nin Ay’a ilk insanı indirmesi (Apollo-11 ile Neil Armstrong) takip etmiştir. Dünya’yı dıştan gören insanlar, gördükleri muhteşem görüntülerden sonra araştırmaları hızlandırmışlardır. Bir zamanlar hayal olan çalışmalar bugün günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir.
Günümüzde uzayı incelemek için şu araçları kullanıyoruz:
Yıldızlardan gelen ışık demetlerini toplayarak çalışan bu araçlar gök cisimlerinin uzaklığı, kütlesi ve yaşını hesaplamaya yarayan verilerin elde edilmesini sağlar. Optik, radyo, X-ışın, Morötesi ve Kızıl ötesi olmak üzere 5 çeşidi vardır. Optik teleskoplar mercekli, aynalı ve hem mercekli hem aynalı olarak 3 e ayrılır ve ışığı toplama prensibine göre çalışır. Radyoteleskop elektromanyetik ışık demetlerini yakalama prensibiyle çalışır. X-ışın teleskobu, uzaktaki cisimlerin yaydığı x-ışınlarını incelemek için kullanılır. Morötesi teleskop, optik teleskoplar gibi çalışır ve mor ötesi ışınları yakalar. Kızıl ötesi teleskoplar, kızıl ötesi ışınları yakalar ve atmosferin ilk tabakalarından geçebildiği için oldukça yükseğe yerleştirilirler.
Bir cisim enerji harcayarak periyodik bir alan değişimi meydana getirirse, bu enerji ışık hızıyla ve aynı periyotlu elektrik ve manyetik alan dalgaları meydana getirir ve bu dalgalar uzaya yayılır. Bilim adamları bu dalgaları inceleyerek gök cisimleri hakkında bilgi edinmeye çalışırlar.
Dünyanın yüzeyi ve atmosfer dışında, uzayda çalışmalar yapmak için tasarlanmış araçlardır. İnsanlı veya insansız olarak kullanılmaktadırlar.
Uydu bir gezegen veya başka bir uydu etrafında sabit bir yörüngede dönen gök cismidir. Yapay ve doğal olarak ayrılır. Doğal olan uydulara örnek olarak “Ay” verilebilir. Yapay uydular ise, insanlar tarafından uzaya gönderilen ve araştırmalara veri kaydeden, meteorolojik verileri aktaran veya iletişimde kullanılan araçlardır.
Uzay mekikleri, uzayda yapılan çalışmaların maliyetini azaltmak için geliştirilen ve tekrar kullanılabilen uzay araçlarıdır. Araştırmalar ve uydu yerleştirmek için kullanılırlar. Ama yapılan araştırmalar dönüş sonrası yapılan çok ayrıntılı bakımın maliyetli olduğunu göstermektedir. Uzay istasyonları ise, uzay boşluğunda araştırma yapmak için ve bu insanların konaklaması için yapılmış yapay uydulardır. Bu platformlara uzay mekikleri ve ya roketlerle gidilmektedir. Özellikle yer çekimi olmadan yapılması düşünülen araştırmalar bu istasyonlarda yapılmaktadır. Sabit yörüngede yıllar boyunca hareket edebilirler.
Kaynak: www.mebilgi.com– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution