/ Nov 14, 2025
Selected menu has been deleted. Please select the another existing nav menu.
Doğalgaz yer kabuğunda oluşan, petrol türevi bir fosil yakıttır. Rezerv olarak ham petrolden sonra ikinci sıradadır. %70 ila %90 arasında değişen, kimyasal formülü CH₄ olan Metan gazı oluşturmaktadır. İçerisinde aynı zamanda C₂H₆ formüllü Etan, C₃H₈ formüllü Propan, C₄H₁₀ formüllü Bütan ve çok az da olsa Karbondioksit (CO₂), Azot (N₂), Helyum (He), Hidrosülfür (H₂S) bulunmaktadır. Yakın geçmişe kadar petrol üretimi sırasında çıkan, yararsız olduğu sanılarak tesislerde imha edilen bir bileşendi. Şimdilerde ise değeri anlaşılmakla birlikte bir çok ülke tarafından ekonomik olarak stratejik bir öneme sahiptir. Konutlarda, iş yerlerinde, kamuda ve endüstride kullanılmaktadır. Hatta bazı taşıtlarda dahi kullanılmaktadır.
Tarihi kaynaklara baktığımızda doğalgazın M.Ö. 900 lü yıllarda Çinliler tarafından kullanıldığını işaret etmektedir. Üretimi, işlenmesi, nakli ve depolanması çok kolay olan doğalgaz, 1790 yılında İngiltere’de kullanılmaya başlandı. Teknoloji ile birlikte 1920 lerde boru hattı taşımacılığı gelişti ve II.Dünya savaşından sonra daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Enerji üretiminde ise ilk defa Amerika’da kullanıldı. 20.yüzyılın ortalarında enerji üretimindeki yeri %10 olmasına rağmen günümüzde %25 oranındadır. Bilim adamları tarafından petrol rezervlerine eşit olduğu varsayılan doğalgazın yapılan hesaplamalara göre tahmini 70 yıllık olduğu düşünülmektedir.
Doğalgaz, yerkabuğunda bulunan organik maddelerin milyonlarca yıllar içerisinde kimyasal ayrışması sonucu oluşur. Doğalgaz kuyularından çıkarılan gazın kullanılabilmesi için arındırma ve bileşenlerine ayrıştırma işlemi yapılır. Bu aşamadan sonra işlenmesi için büyük hacimlerde kompresör istasyonları aracılığıyla dağıtım şirketlerine ulaştırılır. Şirketler doğalgazın yanabilmesi için %5-15 arası hava ile karıştırırlar. İlginç bir özelliktir ki bu oranın altında veya üstünde doğalgaz yanmamaktadır. %9 doğalgaz ve %91 hava karışımı yanması için en iyi karışım oranıdır. Homojen bir yapıya sahip olduğu için hava ile kolay karışır. Kokusuz olan doğal gazın kaçak olması durumunda kullanıcılar tarafından fark edilmesi için çürük sarımsak kokusu denilen THT (Tetra Hidro Teofen) katılmaktadır. Doğalgaz minumum 590°C sıcaklıkta yanmaktadır. Doğalgazın uygun yanma şartları oluşmazsa çok düşük miktarda Karbon monoksit ve azot oksitler oluşmaktadır. Tam yandığında ise mat mavi bir renk oluşur.
İnsan vücudundaki kan içerisinde karbon monoksit gaz oranı artarsa, vücudumuza oksijen taşımazsa zehirleniriz. Doğada bulunan gazların birçoğu zehirlidir. Ama doğal gaz karbon monoksit içermediğinden zehirli değildir. Renksiz ve kokusuzdur. Şirketler THT katarak insanların, doğal gazı koku yoluyla fark etmelerini sağlar. Kaçak durumunda fark edilmezse ortamda bulunan oksijen miktarının azaltacağından insanların boğulmasına neden olur. Bu durumda ortamın derhal havalandırılması gerekir.
Kaynak:
mebilgi.com/dogalgaz-nedir
Doğalgaz yer kabuğunda oluşan, petrol türevi bir fosil yakıttır. Rezerv olarak ham petrolden sonra ikinci sıradadır. %70 ila %90 arasında değişen, kimyasal formülü CH₄ olan Metan gazı oluşturmaktadır. İçerisinde aynı zamanda C₂H₆ formüllü Etan, C₃H₈ formüllü Propan, C₄H₁₀ formüllü Bütan ve çok az da olsa Karbondioksit (CO₂), Azot (N₂), Helyum (He), Hidrosülfür (H₂S) bulunmaktadır. Yakın geçmişe kadar petrol üretimi sırasında çıkan, yararsız olduğu sanılarak tesislerde imha edilen bir bileşendi. Şimdilerde ise değeri anlaşılmakla birlikte bir çok ülke tarafından ekonomik olarak stratejik bir öneme sahiptir. Konutlarda, iş yerlerinde, kamuda ve endüstride kullanılmaktadır. Hatta bazı taşıtlarda dahi kullanılmaktadır.
Tarihi kaynaklara baktığımızda doğalgazın M.Ö. 900 lü yıllarda Çinliler tarafından kullanıldığını işaret etmektedir. Üretimi, işlenmesi, nakli ve depolanması çok kolay olan doğalgaz, 1790 yılında İngiltere’de kullanılmaya başlandı. Teknoloji ile birlikte 1920 lerde boru hattı taşımacılığı gelişti ve II.Dünya savaşından sonra daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Enerji üretiminde ise ilk defa Amerika’da kullanıldı. 20.yüzyılın ortalarında enerji üretimindeki yeri %10 olmasına rağmen günümüzde %25 oranındadır. Bilim adamları tarafından petrol rezervlerine eşit olduğu varsayılan doğalgazın yapılan hesaplamalara göre tahmini 70 yıllık olduğu düşünülmektedir.
Doğalgaz, yerkabuğunda bulunan organik maddelerin milyonlarca yıllar içerisinde kimyasal ayrışması sonucu oluşur. Doğalgaz kuyularından çıkarılan gazın kullanılabilmesi için arındırma ve bileşenlerine ayrıştırma işlemi yapılır. Bu aşamadan sonra işlenmesi için büyük hacimlerde kompresör istasyonları aracılığıyla dağıtım şirketlerine ulaştırılır. Şirketler doğalgazın yanabilmesi için %5-15 arası hava ile karıştırırlar. İlginç bir özelliktir ki bu oranın altında veya üstünde doğalgaz yanmamaktadır. %9 doğalgaz ve %91 hava karışımı yanması için en iyi karışım oranıdır. Homojen bir yapıya sahip olduğu için hava ile kolay karışır. Kokusuz olan doğal gazın kaçak olması durumunda kullanıcılar tarafından fark edilmesi için çürük sarımsak kokusu denilen THT (Tetra Hidro Teofen) katılmaktadır. Doğalgaz minumum 590°C sıcaklıkta yanmaktadır. Doğalgazın uygun yanma şartları oluşmazsa çok düşük miktarda Karbon monoksit ve azot oksitler oluşmaktadır. Tam yandığında ise mat mavi bir renk oluşur.
İnsan vücudundaki kan içerisinde karbon monoksit gaz oranı artarsa, vücudumuza oksijen taşımazsa zehirleniriz. Doğada bulunan gazların birçoğu zehirlidir. Ama doğal gaz karbon monoksit içermediğinden zehirli değildir. Renksiz ve kokusuzdur. Şirketler THT katarak insanların, doğal gazı koku yoluyla fark etmelerini sağlar. Kaçak durumunda fark edilmezse ortamda bulunan oksijen miktarının azaltacağından insanların boğulmasına neden olur. Bu durumda ortamın derhal havalandırılması gerekir.
Kaynak:
mebilgi.com/dogalgaz-nedir
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution
Bu öz bilgi için ekibinize teşekkür ederim.