/ Nov 22, 2025
Selected menu has been deleted. Please select the another existing nav menu.
Çocuklarda kıyaslama ifadesinden anlaşılması gereken şudur: Bir çocuğu, başka çocuk veya çocuklarla kıyaslamak. Genellikle akademik başarıların karşılaştırılması şeklinde olmaktadır. Derslerdeki notların kıyaslanmasını davranışlar izlemektedir. “Ahmet’in dersleri çok başarılı. O çok çalışkan ama senin notların ona göre çok kötü.” Ayşe, anne babasını hiç üzmüyor ama sen devamlı bizi üzüyorsun” Bu şekilde binlerce örnek her gün yeryüzünde binlerce ebeveyn tarafından çocukları için kullanılıyor. Çocukları başka çocuklarla kıyaslamak, olumsuz ebeveynlik için tipik örneklerden biridir.
Çocuklar arasında kıyaslama yapmak, büyüklerin kendi aralarında yaptıkları yarışlar, rekabet ve sütün olma çabalarının bir yansımasıdır diyebiliriz. Bu bile başlı başına çocuklar arasında kıyaslama yapmanın yanlışlığını göstermektedir. Meselenin etik yönünü oluşturan da şudur: Hiç bir insan başka bir insana birebir eşit koşullara sahip değildir. Ne fiziki yapısı, ne enerjisi ne ruhsal dünyası ne de yetenek bakımından bir eşitliğin söz konusu olmadığı durumda kıyaslamak etik olmadığı gibi doğru da değildir.
Çocuklarda kıyaslama yapmanın, en büyük zararı çocukta öz benlik gelişimini engellemesidir. Kendine güven duygusu gelişmez. Özgüven gelişimi olmayan bir çocuğun yetişkinliğe taşıyacağı dezavantajlı bir deneyim vardır. Bu olumsuzluk, başarısızlık korkusuyla bütünleşip atlatılması zor bir dönem yaratacaktır.
Çocukları korkutmak, sindirmek, çeşitli nedenlerle başarısız olduğu konularda kınamak hatta cezalandırmak çok ilkel bir yaklaşımdır. Bu şekilde davranarak,ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz çocuklarımızın belki de farkına varamadığımız yeteneklerini köreltmiş oluruz.
Aile büyükleri ya da daha vahimi öğretmenleri tarafından sürekli olumsuz kıyaslanmalara tabi olmak, çocuğa hiç bir şey kazandırmaz. Bu yolla çocukta başarıyı hedeflemek yanlış bir yol olarak tarihin çöplüğüne atılmıştır. Sürekli başkalarıyla kıyaslanmış bir çocuğun ileride yapacağı şey de bu olacaktır. Ayrıca çocuğun da benzer kıyaslamaları büyüklerine yapması şaşırtıcı olmayacaktır.
Çocukları birbiriyle kıyaslamak yerine, çocukların farklı olan olumlu özelliklerini dile getirmek önemlidir. Çocuklarımızın, yetenek ve zekaları düzeyinde yapabileceklerinin en iyisini yapmasını sağlayabiliriz. Bunun için öncelikle beklentilerimizi gerçekçi hale getirmemiz lazım. İşe onun potansiyelini tespit etmekle başlayabiliriz. Başlangıç noktamız ne fazla geri ne de fazla ileriden olmamalı. Olumlu dil kullanmalı, çocuğun eksik kaldığı yerleri doldurmaya yönelik çalışma yaparken, onun iyi olduğu yönleri vurgulamalıyız.
Çocuklarda kıyaslama ifadesinden anlaşılması gereken şudur: Bir çocuğu, başka çocuk veya çocuklarla kıyaslamak. Genellikle akademik başarıların karşılaştırılması şeklinde olmaktadır. Derslerdeki notların kıyaslanmasını davranışlar izlemektedir. “Ahmet’in dersleri çok başarılı. O çok çalışkan ama senin notların ona göre çok kötü.” Ayşe, anne babasını hiç üzmüyor ama sen devamlı bizi üzüyorsun” Bu şekilde binlerce örnek her gün yeryüzünde binlerce ebeveyn tarafından çocukları için kullanılıyor. Çocukları başka çocuklarla kıyaslamak, olumsuz ebeveynlik için tipik örneklerden biridir.
Çocuklar arasında kıyaslama yapmak, büyüklerin kendi aralarında yaptıkları yarışlar, rekabet ve sütün olma çabalarının bir yansımasıdır diyebiliriz. Bu bile başlı başına çocuklar arasında kıyaslama yapmanın yanlışlığını göstermektedir. Meselenin etik yönünü oluşturan da şudur: Hiç bir insan başka bir insana birebir eşit koşullara sahip değildir. Ne fiziki yapısı, ne enerjisi ne ruhsal dünyası ne de yetenek bakımından bir eşitliğin söz konusu olmadığı durumda kıyaslamak etik olmadığı gibi doğru da değildir.
Çocuklarda kıyaslama yapmanın, en büyük zararı çocukta öz benlik gelişimini engellemesidir. Kendine güven duygusu gelişmez. Özgüven gelişimi olmayan bir çocuğun yetişkinliğe taşıyacağı dezavantajlı bir deneyim vardır. Bu olumsuzluk, başarısızlık korkusuyla bütünleşip atlatılması zor bir dönem yaratacaktır.
Çocukları korkutmak, sindirmek, çeşitli nedenlerle başarısız olduğu konularda kınamak hatta cezalandırmak çok ilkel bir yaklaşımdır. Bu şekilde davranarak,ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz çocuklarımızın belki de farkına varamadığımız yeteneklerini köreltmiş oluruz.
Aile büyükleri ya da daha vahimi öğretmenleri tarafından sürekli olumsuz kıyaslanmalara tabi olmak, çocuğa hiç bir şey kazandırmaz. Bu yolla çocukta başarıyı hedeflemek yanlış bir yol olarak tarihin çöplüğüne atılmıştır. Sürekli başkalarıyla kıyaslanmış bir çocuğun ileride yapacağı şey de bu olacaktır. Ayrıca çocuğun da benzer kıyaslamaları büyüklerine yapması şaşırtıcı olmayacaktır.
Çocukları birbiriyle kıyaslamak yerine, çocukların farklı olan olumlu özelliklerini dile getirmek önemlidir. Çocuklarımızın, yetenek ve zekaları düzeyinde yapabileceklerinin en iyisini yapmasını sağlayabiliriz. Bunun için öncelikle beklentilerimizi gerçekçi hale getirmemiz lazım. İşe onun potansiyelini tespit etmekle başlayabiliriz. Başlangıç noktamız ne fazla geri ne de fazla ileriden olmamalı. Olumlu dil kullanmalı, çocuğun eksik kaldığı yerleri doldurmaya yönelik çalışma yaparken, onun iyi olduğu yönleri vurgulamalıyız.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution