Neşet Ertaş Kimdir? Hayatı Kısaca (1938- 24 Eylül 2012)
Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş 1938 yılında Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesi Kırtıllar Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babası yine bağlama ustalarından Muharrem Ertaş, annesi ev hanımı Döne Ertaş’tır. Beş kardeşin ikincisidir.
Müzikle Tanışması
Babası kendisine keman çalmayı öğretmiş 7 yaşından itibaren düğün ve toplantılarda bağlama çalan babasına kemanla eşlik etmeye başlamıştır. Daha sonra saz çalmayı öğrenmiştir. 8 yaşına kadar kendi köyünde ikamet etmiş, daha sonra İbikli Köyü’ne yerleşmişlerdir. Babası ile bu seyahatler sırasında iki yıl devam ettikten sonra gidememiş okuma yazmayı da ilerleyen yıllarda öğrenmiştir.12 yaşında annesi vefat ettikten sonra babası Arzu isminde bir bayanla evlenince Yozgat’ta Kırıksoku Köyü’ne taşınmışlardır. Daha sonra Yerköy ilçesine yerleşmişlerdir.
İstanbul Yılları ve İlk Plağı
Abdallık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Neşet Ertaş “Aynı ruhun insanlarıyız” dediği babasının yanından 15 yaşında ayrılarak İstanbul’a gitmiştir. Neşet Ertaş’ın şansı yaver gitmiş, Şençalar Plak Şirketi’nin sahibi Kadri Şençalar tarafından kendisine ilk albüm olan “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” yapılmıştır. 1957 yılında çıkan bu ilk plakla birlikte Beyoğlu’nda bir gazinoda çalıp söylemeye başlamıştır.
Babası ile Uzun Yıllar Dargın Kalır
2 yıl sonra Ankara’ya gelip yerleşmiştir. Bağlama ustası Mustafa Çağlıyan’dan dersler almıştır. Kazablanka Gazinosunda çalıştığı sırada burada tanıştığı Leyla Hanımla evlenmiştir. Bu evliliğe babası karşı çıkmış bu sebepten dolayı uzun yıllar babası ile dargın kalmışlardır. Bu evlilikten bir oğlu ve iki kızı olmuştur. 1962 yılında gittiği askerlik dönüşü Mustafa Çağlıyan’ın yardımı ile Ankara Radyo Evi’ne girmiştir. Aynı zamanda Anadolu’da dolaşarak derlemeler yapmaya başlamış, kendi güfte ve bestelerini söylemeye başlamıştır. Radyoda istediği parçaları çalmasına izin verilmeyince buradan ayrılmıştır.
Rahatsızlığı ve Almanya Yılları
Neşet Ertaş, alkol ve sigara yüzünden geçirdiği felç yüzünden 1978 yılında parmaklarını kullanamaz olmuştur. Müzik çalmak dışında bir mesleği olmadığı için artık işsiz ve parasız kalmıştır. 1979 yılında kardeşinin daveti üzerine Almanya’ya tedavi olmaya gitmiştir. Bir müddet sonra da çocuklarını yanına aldırmıştır. Burada gerek çocuklarının eğitim hayatı gerekse başladığı müzik çalışmaları sebebiyle uzun süre kalmıştır.
Tekrar Türkiye’de
Birçok eserini “Garip” mahlası ile söyleyen üstat 2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle sanat yaşamına geri dönmüştür. Bu yıllarda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından devlet sanatçısı olma teklifi yapılmış fakat kendisinin halkın sanatçısı olduğunu öne sürerek bunu kabul etmemiştir. TBMM tarafından “Üstün Hizmet Ödülü” verilmiştir. Mütevazı kişiliğe sahip Neşet Ertaş, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile imzalanan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine göre Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak Yaşayan İnsan Hazinesi olarak kabul edilmiştir.
Neşet Ertaş’ın Vefatı ve Eserleri
25 Nisan 2011 yılında İTÜ Senatosunun 35 üyesinin oy birliği ile kendisine fahri doktora unvanı verilmiştir. Askerlik yaptığı İzmir’de tedavi gördüğü hastanede 24 Eylül 2012 tarihinde vefat etmiştir. Sanatçını çok bilinen eserleri arasında Zahidem, Sevda Olmasaydı, Seher Vakti Çaldım Yârin Kapısını, Niye Çattın Kaşlarını, Yalan Dünyada, Tatlı Dile Güler Yüze ve Hata Benim sayılabilir.
Kaynak: www.mebilgi.com– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!