/ Nov 13, 2025
Selected menu has been deleted. Please select the another existing nav menu.
İnsan vücudu da tüm maddeler gibi manyetik özelliğe sahip ve hava, su, güneş gibi mıknatıslık ta bizlerin bir parçasıdır. Yerküre de çekirdeği, demir ve nikel gibi manyetik özelliği olan ağır elementler içeren mıknatıs olarak düşünülebilir. İnsan ve dünyanın manyetik alanları arasında da bir uyum söz konusudur. Ancak bu uyum, özellikle hayatımıza giren elektromanyetik cihazlardan dolayı oluşan yeni bir kirlilik türü nedeniyle bozulmaktadır.
Manyetik alan kirliliği de hava, çevre ve gürültü kirliliği gibi önemsenmesi gereken bir kirliliktir. Bu kirliliğin sebebi olarak insanların ürettikleri cep telefonları, elektrikli ev cihazları ve yüksek gerilim hatları gösterilebilir.
Tüm maddeler dolayısıyla tüm canlılar, zayıf ya da güçlü birer manyetik özelliğe sahiptirler. İnsan vücudu aslında her hücrenin kendine özgü elektrik devresi olduğu bir elektromanyetik makinedir (Paulines, 2002). Kalp, adale, sinir ve beyin gibi organlar belli bir manyetik alana sahiptir. İnsanı oluşturan maddelerin birbiriyle haberleşmek için kullandıkları manyetik alanın sinyalleri birbiriyle uyum içindedir. Bu sinyaller dünya manyetik alanı ile de uyum içindedir, (Widgery, 2002).
İnsanların yaşadıkları yerlerdeki manyetik alanın büyüklüğü insan manyetik alanı ile dünyanın oluşturduğu manyetik alan arasındaki uyumu bozabilmektedir. Yer kabuğunun doğal bir manyetizması vardır ve insan vücuduna uyduğunda vücut enerjisini destekler. Bu etkileşim hücre zarlarında madde alışverişlerini, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırmasını su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesi sağlar.
Multiple Sclerosis (MS) hastalığı ile dünya manyetik alanı arasında ilişki tespit edilmiştir. Manyetik alanın düşey bileşeni biyolojik maddeleri etkiler. MS hastalığına yakalananların sayısı 60 (°E) boylam civarında en yüksek değere ulaşırken Orta Asya, Hindistan, Çin, Japon, Afrika ülkeleri, Orta Amerika gibi ekvatora yakın yerlerde vaka sayısı yok denecek kadar azdır. Düşey manyetik alanı bileşeni kutuplara yakın yerde hemen hemen yoktur ve MS hastalığına düşey bileşenin zayıf olduğu bölgelerde çok sık rastlanır. Başka bir araştırmada çocukların büyümesinin dünya manyetik alanın güneş aktivitesine göre değişmesine bağlı olduğu tespit edilmiştir, (Tatarin et al. 2002).
Elektromanyetik kirlilik, genel keyifsizlik, boyunda sertlik, göğüs acısı, hafıza kaybı, baş ağrısı, kalp atışında ve kan kimyasında değişime uğratma, sindirim ve dolaşım sorunları oluşturabilmektedir. Yüksek gerilim hatlarından cep telefonu dalgalarına, radyo ve TV dalgalarından ev ve iş yerlerindeki bilgisayar ve elektrikli diğer eşyaların yaydığı elektromanyetik dalgalara kadar maruz kalınan elektromanyetik kirlilik beyinden hücrelere gönderilen sinyalleri engelleyerek vücudun bağışıklık sistemine zarar verir. (Paulines, 2002).

Tunaya’nın araştırmalarına göre yüksek gerilim hatlarının çocuklarda lösemi ya da beyin kanseri yaptığı bilinen bir gerçektir. 1988’de ve 1991’de yine ABD’de, 1992 ‘de İsveç ve Meksika’da ve 1993 ‘de Danimarka’da yapılan araştırmalarda çocuklarda görülen kanserlerle ve özellikle de lösemiyle iletişim hatlarına yakın yaşama arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur, (Tutev, 2002). Cep telefonu zararları üzerinde birçok araştırma yapılmaktadır. Kandaki zararlı proteinlerin ve toksinlerin beyne girmesini engelleyen savunma mekanizmasını devre dışı bırakmaya, yorgunluk, baş ağrısı, deride yanma hissi ortaya çıkarmaya, yüksek tansiyon oluşmasına, baş ağrıları, baş dönmesi ve dikkatin dağılmasına sebep olduğuna dair bulguları elde edilmiştir (Tutev, 2002).
Cep telefonu Alzheimer, Parkinson ve Multiple Sclerosis (MS) gibi sinir hastalıklarının oluşma riskini arttırıyor. Kulaklık-mikrofon seti kullananların %80’inde bu tip sorunların olmadığı gözlenmiştir. 1994’te ve 1998’te ABD ve Finlandiya’da yapılan araştırmalarda; elektromanyetik alanların çok sık etkisinde kalanların Alzheimer hastalığı riski ortaya konmuştur. Özellikle radyo operatörleri, endüstriyel donanım işçileri, veri işleme aygıtı tamircileri, telefon hattı işçileri, elektrik santralleri ve trafo merkezlerinde çalışan işçilerde bu risk görülmüştür. Bu etki altında olanlarda Alzheimer hastalığının normal insanlara göre erkeklerde 4-9 kat kadınlarda 3-4 kat daha çok görüldüğü, enerji iletim hatlarına 40 m.den daha yakın yaşayan çocukların, normal çocuklara göre 2-3 kat daha fazla kansere yakalandığı belirlenmiştir. Finlandiya’da yapılan bir başka araştırma erkek çocukların merkezi sinir sisteminde oluşan tümörlerle iletim hatları arasındaki ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Kalp krizi ihtimalinin 20’li yaşlara kadar düşmesi, bağışıklık sistemlerinin çöküşü, sık hastalıklara maruz kalma, beyin kanamalarında ki artışlar ve de kanser vak’alarındaki tırmanışlarda manyetik alanların etkisi vardır.
Kaynak: Bold, A., Toros, H. ve Şen O., 2003. Manyetik alanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, III. Atmosfer Bilimleri Sempozyumu, 19-21 Mart, İTÜ, İstanbul
İnsan vücudu da tüm maddeler gibi manyetik özelliğe sahip ve hava, su, güneş gibi mıknatıslık ta bizlerin bir parçasıdır. Yerküre de çekirdeği, demir ve nikel gibi manyetik özelliği olan ağır elementler içeren mıknatıs olarak düşünülebilir. İnsan ve dünyanın manyetik alanları arasında da bir uyum söz konusudur. Ancak bu uyum, özellikle hayatımıza giren elektromanyetik cihazlardan dolayı oluşan yeni bir kirlilik türü nedeniyle bozulmaktadır.
Manyetik alan kirliliği de hava, çevre ve gürültü kirliliği gibi önemsenmesi gereken bir kirliliktir. Bu kirliliğin sebebi olarak insanların ürettikleri cep telefonları, elektrikli ev cihazları ve yüksek gerilim hatları gösterilebilir.
Tüm maddeler dolayısıyla tüm canlılar, zayıf ya da güçlü birer manyetik özelliğe sahiptirler. İnsan vücudu aslında her hücrenin kendine özgü elektrik devresi olduğu bir elektromanyetik makinedir (Paulines, 2002). Kalp, adale, sinir ve beyin gibi organlar belli bir manyetik alana sahiptir. İnsanı oluşturan maddelerin birbiriyle haberleşmek için kullandıkları manyetik alanın sinyalleri birbiriyle uyum içindedir. Bu sinyaller dünya manyetik alanı ile de uyum içindedir, (Widgery, 2002).
İnsanların yaşadıkları yerlerdeki manyetik alanın büyüklüğü insan manyetik alanı ile dünyanın oluşturduğu manyetik alan arasındaki uyumu bozabilmektedir. Yer kabuğunun doğal bir manyetizması vardır ve insan vücuduna uyduğunda vücut enerjisini destekler. Bu etkileşim hücre zarlarında madde alışverişlerini, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırmasını su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesi sağlar.
Multiple Sclerosis (MS) hastalığı ile dünya manyetik alanı arasında ilişki tespit edilmiştir. Manyetik alanın düşey bileşeni biyolojik maddeleri etkiler. MS hastalığına yakalananların sayısı 60 (°E) boylam civarında en yüksek değere ulaşırken Orta Asya, Hindistan, Çin, Japon, Afrika ülkeleri, Orta Amerika gibi ekvatora yakın yerlerde vaka sayısı yok denecek kadar azdır. Düşey manyetik alanı bileşeni kutuplara yakın yerde hemen hemen yoktur ve MS hastalığına düşey bileşenin zayıf olduğu bölgelerde çok sık rastlanır. Başka bir araştırmada çocukların büyümesinin dünya manyetik alanın güneş aktivitesine göre değişmesine bağlı olduğu tespit edilmiştir, (Tatarin et al. 2002).
Elektromanyetik kirlilik, genel keyifsizlik, boyunda sertlik, göğüs acısı, hafıza kaybı, baş ağrısı, kalp atışında ve kan kimyasında değişime uğratma, sindirim ve dolaşım sorunları oluşturabilmektedir. Yüksek gerilim hatlarından cep telefonu dalgalarına, radyo ve TV dalgalarından ev ve iş yerlerindeki bilgisayar ve elektrikli diğer eşyaların yaydığı elektromanyetik dalgalara kadar maruz kalınan elektromanyetik kirlilik beyinden hücrelere gönderilen sinyalleri engelleyerek vücudun bağışıklık sistemine zarar verir. (Paulines, 2002).

Tunaya’nın araştırmalarına göre yüksek gerilim hatlarının çocuklarda lösemi ya da beyin kanseri yaptığı bilinen bir gerçektir. 1988’de ve 1991’de yine ABD’de, 1992 ‘de İsveç ve Meksika’da ve 1993 ‘de Danimarka’da yapılan araştırmalarda çocuklarda görülen kanserlerle ve özellikle de lösemiyle iletişim hatlarına yakın yaşama arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur, (Tutev, 2002). Cep telefonu zararları üzerinde birçok araştırma yapılmaktadır. Kandaki zararlı proteinlerin ve toksinlerin beyne girmesini engelleyen savunma mekanizmasını devre dışı bırakmaya, yorgunluk, baş ağrısı, deride yanma hissi ortaya çıkarmaya, yüksek tansiyon oluşmasına, baş ağrıları, baş dönmesi ve dikkatin dağılmasına sebep olduğuna dair bulguları elde edilmiştir (Tutev, 2002).
Cep telefonu Alzheimer, Parkinson ve Multiple Sclerosis (MS) gibi sinir hastalıklarının oluşma riskini arttırıyor. Kulaklık-mikrofon seti kullananların %80’inde bu tip sorunların olmadığı gözlenmiştir. 1994’te ve 1998’te ABD ve Finlandiya’da yapılan araştırmalarda; elektromanyetik alanların çok sık etkisinde kalanların Alzheimer hastalığı riski ortaya konmuştur. Özellikle radyo operatörleri, endüstriyel donanım işçileri, veri işleme aygıtı tamircileri, telefon hattı işçileri, elektrik santralleri ve trafo merkezlerinde çalışan işçilerde bu risk görülmüştür. Bu etki altında olanlarda Alzheimer hastalığının normal insanlara göre erkeklerde 4-9 kat kadınlarda 3-4 kat daha çok görüldüğü, enerji iletim hatlarına 40 m.den daha yakın yaşayan çocukların, normal çocuklara göre 2-3 kat daha fazla kansere yakalandığı belirlenmiştir. Finlandiya’da yapılan bir başka araştırma erkek çocukların merkezi sinir sisteminde oluşan tümörlerle iletim hatları arasındaki ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Kalp krizi ihtimalinin 20’li yaşlara kadar düşmesi, bağışıklık sistemlerinin çöküşü, sık hastalıklara maruz kalma, beyin kanamalarında ki artışlar ve de kanser vak’alarındaki tırmanışlarda manyetik alanların etkisi vardır.
Kaynak: Bold, A., Toros, H. ve Şen O., 2003. Manyetik alanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, III. Atmosfer Bilimleri Sempozyumu, 19-21 Mart, İTÜ, İstanbul
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making
The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using ‘Content here, content here’, making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for ‘lorem ipsum’ will uncover many web sites still in their infancy.
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution