İletişim araçlarının Faydaları ve Zararları

Sosyal Medya ve İletişim

İletişim

İletişim önceleri bir kişinin diğerine bir şeyler söylemesi olarak tanımlanırdı.  Zamanla bu tanım değişerek kişilerin karşılıklı konuşması olarak değişti. Daha sonra iletişime bilimsel bir tanım getirilerek İletişim, gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişi olarak tanımlandı. Ancak günümüzde bu tanımların yeterli olmadığını görüyoruz. İnsanlar konuşuyor fakat birbirlerini anlamıyor. Bazen saatlerce aynı ortamda bulunup hiçbir şey almadan ortamdan ayrılan kişilerin olduğu görülmektedir. Çünkü burada şartlı dinleme vardır, dinliyormuş ve anlıyormuş gibi yaparak karşıdakine yanıltıcı geri dönütler göndermekte ve gerçek iletişim kurulmamaktadır. O halde gerçek iletişim nedir? İletişimin gerçekleşmesi için nasıl davranılması gerekir?

Gerçek İletişim Nedir?

Artık günümüzde gerçek iletişimin tanımı “iletişim kurulan kişi ve ya kişilerin egosuna hitap edebilmek” olarak tanımlanmaktadır. Egosuna hitap edemediğiniz birisiyle gerçek iletişime geçme şansınız yoktur. Peki ne demektir egosuna hitap etmek? Kişinin ilgi ve alakasını çekerek tüm alıcılarını aktif etmek ve iletişim kanalındaki tüm engelleri kaldırmak demektir. Sözlerinizle beden dilinizin bütünleşmesi ve aynı dili konuşması demektir. İzin isteyen bir çalışana idareci “tamam gidebilirsin” diye izin verse bile o esnada kaşları çatık ve sinirli bir beden diline sahipse aslında diliyle verdiği olumlu mesajın çok daha etkili bir şekilde beden diliyle olumsuza çevirmiş olur. Çalışan kendisine izin verildiğine bile sevinemez. Belki de keşke izin istemeseydim der ve üzülür.

İletişim yolları

Günümüzde iletişim kurmanın birçok yolu olmasına karşın iletişim kopukluklarının yaşandığı bir dönemde yaşıyoruz. Üç sihirli ekran adeta hayatımızı rehin almış durumda. Bunlar telefon, televizyon ve bilgisayar. İletişimin hem ucuz hem de teknolojik açıdan çok yönlü yapılabildiği günümüzde insanların en büyük şikayetleri iletişim kuramamak. Bu üç sihirli ekran karşısında adeta büyülenmiş gibi geçirilen saatler her geçen gün artmaktadır. Burada geçirilen süreler de arkadaş ve aile içi iletişime ayrılması gereken sürelerden götürmektedir.

Modernleşen Yaşam ve İletişim Eksikliği

Teknolojinin gelişmesi ve modernleşmenin artmasıyla arkadaşlık ve aile içi iletişimin kalitesinin düştüğünü gözlemliyoruz. Günümüzde çoğu gençler akıllı telefonundan uzaktaki onlarca arkadaşıyla aynı anda iletişim! içerisinde olurken yanındaki arkadaşı ya da ailesinin sıcaklığından mahrum olmaktadır. Haksızlık etmeyelim artık bu durum yalnızca gençlerde değil, çocuklar da hatta belli yaşlara gelmiş torun sahibi olmuş kişilerde bile görülmektedir. Akıllı telefonların hayatımızda yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde büyüklerini ziyarete giden ancak telefonla ilgilenmekten onlarla iletişime geçemeyen gençlerin örneğini çok görmüşüzdür. Ancak gelinen noktada yaşlılarımızın da akıllı telefon sahibi olarak Facebook, Whatsapp  gibi uygulamaları da keşfetmeleriyle, dernek faaliyetleri, memleket haberleri, arkadaş gruplarıyla iletişim konusunda gençleri aratmayacak bir bağımlılığın içine düştüklerini görüyoruz. Ziyarete gelen torununa sosyal medya hesabındaki resimleri gösteren onlara yorum yazmak için bir de torunundan yardım isteyen ebeveynler ortaya çıkmaya başladı.

iletişim araçlarının faydaları ve zararları

Sosyal Medya

Hayat standardının artması, gelişen teknoloji ve modernleşme ile birlikte hayatımıza giren sosyal medya öyle bir şey ki kullanmayanlar kullananları kınıyor, bir süre sonra kınadığı bu duruma kendisi de düşüyor. İçinde bulunduğumuz “İletişim Çağı” aile içi ve arkadaşlık muhabbetlerimizi altüst etmiş durumda. Sosyal medya bizlere yalnızca iki seçenek sunuyor. ”Beğen, Paylaş”. Bazen hasta ve cenaze haberi paylaşanların dua istemelerine karşın bu iletiyi beğenenlerde olmaktadır. Facebook bu garipliği sezmiş olacak ki çeşitli yüz ifadeleri de ekleyerek “üzgün, öfkeli” bu eksikliği gidermeye çalışmış. İnsanlar hastanede yatan yakınının fotoğrafını paylaşıyor bu paylaşıma yüzlerce yorum, onlarca beğeni alıyor ama maalesef sıfır ziyaretçi. Bir tanesinde kalkıp hastaneye giderek o zor zamanında yanında olmuyor acısını gerçek manada paylaşmıyor. Yani insanlığımızı kaybediyoruz ancak tiyatrosunu oynuyoruz. Üzüntünün, sevincin, acının rolünü yapıyoruz. Önce kendimizi sonra başkalarını kandırıyoruz

Hayatımızda samimiyet, paylaşım, etkili iletişim gibi kavramları kaybetmemeliyiz. Yaşam gayemizi unutmadan sonradan yaşamımıza giren araçları amaç haline getirmeden onlardan azami faydalanırken insani duygulardan uzaklaşmadan yaşama devam etmeliyiz.

Kaynak: www.mebilgi.com– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir