Eğitim Sistemi Nedir?
Eğitim; bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve toplumda yer edinebilmesi için edinilen bilgi, beceri, anlayış değişikliklerine denir. Eğitim geniş anlamda, insanların toplum standartlarını, inançlarını ve yaşamayı kolaylaştıracak yolların kazanılmasın da etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.
Başka bir deyişle eğitim, toplumun değer yargıları ile bilgi, beceri ve deneyimlerini yeni kuşaklara aktarılması; bu amaçla okullarda ve diğer benzer kurum ve kuruluşlarda sürdürülen eğitim, öğretim ve yetiştirme etkinlikleri olarak tanımlanabilir.
Geniş anlamda eğitim, kişinin belli bir yaşam tarzını öğrendiği toplumsallaşma ye kültürleşme süreciyle özdeş tutulabilir. Bütün toplumlarda eğitimin amacı, yeni kuşaklara bir kültür birikimini aktarmak, gençlerin davranışını yetişkinlerin hayat tarzı yönünde biçimlendirerek, onları gelecekteki toplumsal rollerine doğru yöneltmektir.
Eğitim Sisteminin Önemi
Ülkelerin kurtuluşu eğitimli bir tolum olmasından geçer. Halkı cahil olan ve geri kalmış toplumlar sürekli kendi içerisinde birbirleriyle kavga halindedirler. Ayrıca ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi emperyalist ülkelerin yemi konumundadırlar. Başlarından savaş ve gözyaşı hiç bir zaman dinmez.
Ülkeleri yöneten siyasi iktidarlar nasıl bir toplum görmek istiyorlarsa öyle bir gençlik yetiştirecek eğitim sistemini uygulamaya koymak isterler.
Eğitim Bakanlığımızın adı her ne kadar Milli ile başlasa da Milli bir eğitim politikası belirleyip sürekliliğini sağlayarak uygulamaya koyamıyoruz. Bunun en iyi isbatı aynı siyasi iktidarın bakanları arasına farklı eğitim politikası uygulamasını görebiliyoruz.
Milli bir eğitim politikasını başarılı kılmak için;
Bilimsel, çağdaş ve Atatürkçü bir eğitim politikası izlemek esas olmalıdır. Geleceğimizin teminatı olan gençleri düşünen, sorgulayan, hakkını aramasını bilen, haksızlıkların karşısında durabilen ve üretken sosyal bir nesil olarak yetiştirmeliyiz.
Toplum olarak sosyal ve ekonomik olarak rahatlayabilmek için üretken bir neslin yetiştirilmesine ayrıca önem vermeliyiz. Eğitimde ölçme ve değerlendirmeyi başarısızlığı ölçme yerine başarıyı ölçme ve teşvik etmek üzere inşaa etmeliyiz.
Bunun için; Yapılan TEOG sınavı sonrasında sıralama;
Fen Liseleri
Mesleki Teknik Anadolu Liseleri
Anadolu Liseleri
Meslek Liseleri
Mesleki Eğitim Merkezleri olarak sıralanmalıdır.
Birinci yıl eğitim sorasın da sınıfta kalan başarısız öğrenciler bir alt kademeden eğitime devam etmelidirler.
Lise düzeyinde mezun olacak düzeyde eğitimde başarılı olamayan öğrenciler mesleki yeterlilik programı uygulayacak olan Mesleki Eğitim Merkezleri’ n de tek dal da eğitim alıp kalifiye ara eleman olarak toplumda yerini almalıdır.
Mesleki Teknik Anadolu Liseleri’ nin sayıları artırılmalı ve yüksek öğretime yönlendirme buralardan başlanmalıdır.
Sonuç;
Bir veli olarak gönlümüzü hep yükseklerde uçuruyoruz. Çocuğumuz en iyi okulda okusun diye düşünüyoruz. Oysaki çocuğumuzun zekâ ve kapasitesini hiç düşünmüyoruz. Kendimiz kendi çocuğumuza eziyet ediyoruz. Başarısız insan olamaz, onları ebeveyn olarak iyi yönlendirmek; başta siyasi iktidarların, sonra da biz velilerin görevidir.
Tüketen değil üretim toplumu olmak zorundayız. Millet olarak kurtuluşumuz birlik ve beraberlik içerisinde hakça paylaşan ve insana değer veren üretken bir toplum olmaktan geçer.