Çanakkale Cephesinde Deniz Savaşlarının Önemi ve Sonuçları

Çanakkale Cephesinde Deniz Savaşlarının Önemi ve Sonuçları konulu özgün, bütünlüklü ve olabildiğince özet bir anlatım…

Çanakkale: Tarihteki Türk Kahramanlığı

Bilindiği gibi Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olan Çanakkale Cephesi savaşları, gerek karada gerekse denizde Yüce Türk milletinin kahramanlıklarıyla doludur. Ekonomileri düzelen, sanayi ve askeri alanda güçlenen Avrupa devletleri Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak için harekete geçmişlerdi. Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, Yunanistan Ege adaları, Girit ve Selanik’i işgal etmiş, İngilizler Mısır ve Kıbrıs’ı almış, İtalyanlar ise Oniki ada ve Trablusgap’a el koymuşlardı. İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşan İtilaf Devletleri tarihlerinde sadece yürekleriyle savaşan bir avuç çocuk karşısında gerçekten de çocuk yaşta vatan savunan kahramanlar karşısında hezimete uğramışlardır.

 

Çanakkale Boğazının Önemi

Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan bir geçit ya da Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan köprüler olarak göremeyiz. Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı ile de bütünleşen Akdeniz düşünüldüğünde Atlas ve Hint Okyanusuna aynı zamanda daha geniş ana karalara açılan bir kapıdır. Ruslar öteden beri boğazları ele geçirerek denizlere açılmada bağımsızlık kazanmaya çalışıyorlardı. İngiltere Krallığının tarihinde her zaman “Denizlere egemen olan tüm dünyaya sahip olur.” teorisi boğazlar konusunda iştahlarını kabartmakta ve bu yüzden de Rusya gibi güçlü bir devletin boğazlardan denizlere açılmasını engellemek için bu alana sahip olmak istiyorlardı. Müttefikimiz olan Almanların da doğuya açılma çabaları vardı. Fransızlar, en önemli liderlerinden Napolyon’un İstanbul tezini kabul ederek bu bölgeyi ele geçirmek istiyorlardı. “İstanbul anahtardır. İstanbul’a hakim olan dünyaya hükmedecektir.”

Çanakkale Cephesinde Yapılan Savaşların Önemi

Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının yukarıda bahsettiğimiz stratejik ve jeopolitik konumu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye ve Dünya tarihinde büyük bir dönüm noktası olduğu ortaya çıkmaktadır. 1911 yılında Ruslar boğazlar konusunda Osmanlı Devleti’ne bir nato vermiş, bundan dolayı da İngilizler ve Fransızlar Rusya’dan önce Karadeniz’e açılan kapı olan İstanbul Boğazı’na sahip olmak istemişlerdir. Kafkas Cephesinde mücadele eden Rusya’ya silah ve malzeme götürme isteği sadece görünüşte kalmıştır. Dönemin İngiliz donanma bakanı Churchill deniz cephesinin açılmasına çok büyük katkılarda bulunmuştur. Güçlü ve modern silahlarla donatılmış gemilerin boğaza girmesiyle Türklerin direnmekten vazgeçeceklerini düşünmüş ve bu fikrini diğer İttifak Devletlerine kabul ettirmiştir.

Bu savaş Türk ordusunun uzun zamandır savaş kaybetmesinin bir direnişi olmuştur. Bu savaş Türk milletinin inanç ve gayretinin modern silahlara galip gelme savaşıdır. Bu savaşla Dünya üzerinde sömürgeci olarak bilinen İngiliz ve Fransızların mağlubiyeti ile yayılımcı (emperyalist) zihniyetin çöküşü olmuştur. Bu savaş Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olmuştur. Vatanı için gözünü hiç kırpmadan canını verebileceğinin bir göstergesi olmuştur. Bu savaş Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Milletinin dünyaya kafa tutup kurtuluş mücadelesinin kıvılcımı olmuştur.

Buradaki mücadeleyi Atatürk’ün şu konuşması özetlemektedir: “…Kahramanlık peşinde koşanlardan değiliz. Ama Bomba Sırtı olayını da anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre… Yani ölüm muhakkak. Birinci sıradakiler kamilen vuruluyor. İkincidekiler hemen onların yerini alıyor… Fakat ne kadar büyük bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor. Üç dakikaya kadar öleceğini biliyor… En ufak bir tereddüt ve sarsılma yok. Bilenler Kuran-ı Kerim okuyarak cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler dualar okuyarak siperlerden çıkıp taarruza geçiyorlar. Bu Türk askerindeki yüksek ruhu gösteren hayrete ve takdire değer bir ruhtur… Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur…”

Kaynak: Çanakkale Savaşının Sonuçları, Kısaca– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!

You May Also Like