Atatürk’ün Devrimlerinin Rehberi Bilim ve Akıl Olmuştur.
29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimizin kurulmasıyla başlayan, kurtuluş döneminden sonra ülkenin kuruluşunu da yöneten Atatürk, tüm topluma bu konuda da liderlik yapmıştır. Uzun yıllar süren, 1. Dünya savaşı ve kurtuluş mücadelesi, bu topraklarda savaşan tüm ülkeleri oldukça etkilemiştir. Ama elbette bu durumdan en ağır yaralarla etkilenen, yedi düvele karşı savaşmış, her türlü zorluklarla beraber, topraklarını korumuş Anadolu insanı olmuştur.
Savaşların sona ermesinin ardından kurulan genç ülkenin bir o kadar da yorgun halkı, artık bir millet anlayışı ile hedeflediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çalışacaktır. Üç kıta yedi denize hükmeden cihan imparatorluğunun dağılmasına sebep olan tüm kurumların kaldırılarak yenilerinin kurulması için devrimler yapılacaktır. Çağdaş bir toplum, kültürlü bir millet oluşturmak için de Atatürk’ ün rehberi bilim ve akıl olmuştur.
“Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır.” Diyerek toplumu oluşturan her alanda düzenlemeler yapan Atatürk’ün önceliği eğitim olmuştur.
Atatürk Eğitim ve Bilimin Temellerini Atıyor
Eğitimi bilimsel yöntemlerle çağdaşlaştırmak amacıyla, Türkiye genelindeki tüm bilim ve öğretim kurumlarını Milli Eğitim Bakanlığına bağlayan Tevhid-i Tedrisat kanunu 3 Mart 1924 yılında çıkarılmıştır. Türk dilinin zenginliğini yansıtamayan ve okuryazarlık oranının düşük olmasının da sebebi olan Arap alfabesinin yerine Latin alfabesinin kabulü eğitim konusundaki en önemli devrim olarak ortaya çıkmıştır.
Eğitimde başlatılan seferberliğin amacı bilimi ve çağdaşlığı topluma yerleştirirken bu yolda Türk tarih ve kültürüne de bağlı kalmak önemli idi. Bu amaçla daha sonra Türk Tarih Kurumu adını alacak olan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti 12 Nisan 1931 de kurulmuştur. Türk Tarih Kurumu, Türk milletinin tarihi ile ilgili araştırma yaparak bu konuda topluma bilgi vermek amacında, önemli bir yapı taşı olarak ortaya çıkmaktadır.
Bilimsel çalışmalara özellikle geometri ve matematik alanındaki terimlerin oluşturulması konusunda bizzat yaptığı katkılar bulunan Atatürk, Darülfünundan İstanbul Üniversitesine dönüşümün de her aşamasında bulunmuştur.
Atatürk Sanatın Her Alanının Topluma Ulaşmasının Gayretinde Olmuştur.
Eğitim ve Bilimin yanında tüm sanat kollarının en ücra noktalara kadar ulaşması için özel çaba harcayan Atatürk, Halk Evleri ve Halk Odalarıyla, her türlü sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin toplumun her kesimine ulaşmasının gayreti içinde olmuştur. Türk kadınının özgürce tiyatro sahnesine çıkabilmesi için çabalayan Atatürk, birçok kadın oyuncu ve yönetmen için öncü olmuştur.
”Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazınız.”
Meclis konuşmalarında sık sık sanat çalışmalarına verdiği önemi ifade eden Atatürk, “Güzel sanatlara da ilginizi yeniden canlandırmak isterim. Ankara’da bir konservatuar ve bir tiyatro akademisinin açılmış olduğunu hatırlatmak benim için büyük bir zevktir. Güzel sanatların her kurumu için Kamutayın göstereceği ilgi ve emek, milletin insanca ve uygar yaşamın ve ulusal üretimin artmasını etkileyecektir.” diyerek bu konunun önemini belirtmiştir.
Müzik, Resim, Heykelcilik gibi daha birçok alanda sanatçıların akademik eğitim alması için her türlü olanağı sağlayacak kurumların oluşmasını sağlayan Atatürk, sanatçıların Avrupa’ya giderek eğitim almalarına öncülük etmiştir. Adnan Saygun tarafından ilk Türk operasının hazırlanması ve Cemal Reşit Rey’in ilk konservatuvarı kurması yine Atatürk’ün isteği ile gerçekleşmiştir.
Güzel sanatlarda başarılı olmadan, tüm inkılaplarda başarılı olunamayacağını düşünen Atatürk, 1937’de Dolmabahçe Sarayı Veliaht dairesinin Resim Heykel müzesine dönüştürülmesini sağlamıştır.
“Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür ve Millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız.” Sözleriyle bilim, sanat ve kültürü gelişmenin temel şartları olarak gördüğünü ifade eden Ulu Önder, Cumhuriyetimiz için tüm enerjisini harcamıştır.
Kaynak: www.mebilgi.com– Yazıya aktif link verilmeden, kaynak alınamaz!